19 Mayıs 2008 Pazartesi

Hayallerinin peşinde..


İtü İşletme Mühendisliği'nde öğrenci olduğu yıllarda Özgür Alaz'ın belki kendi dünyasındaki çizgileri birleştirme becerisi ve yaratıcılığı kendisini google bize logo yapsana yarışmasında ortaya çıkarmış ve geleceğini şekillendirmesinde kendisine ışık tutmuş. Youthrepublic'teki iş tecrübesinin ardından bugün Yapıkredi'de trend danışmanlığı yapan Özgür Alaz bizlere, internetteki oyunlara nasıl bu kadar bağlandığımızı ve bizlerde bir tutku halini alabildiğini şu başlıklar altında anlattı :

- Toplayıcılık : Sahip olma hissini iyi kullanabilen siteler çok daha başarılı.

örn : Facebook - kimin daha çok arkadaşı var?

- Puanlama : Kıyaslama. Başkalarıyla kendimizi karşılaştırabilieceğimiz herşey.

örn :Altın, puan, level

- Geribildirim (feedback) : Facebook'taki notificitaion'lara kim bakmaz ki!

- Etkileşim : kullanıcıları canlı tutan bir mekanik.

örn : facebook'taki duvar yazıları, resimlere yapılan yorumlar

- Kişiselleştirme : özgü/özel olma.

örn : facebook'taki application'lar, myspace'teki temalar ve diğer onlarcası


Eğer kullanıcıları sitenize bağlamak istiyorsanız işte size 5 önemli ip ucu..Haydi sıra uygulamada!


Çemberin içindeyim!


Sosyal networkler ile iç içe yaşamaya başlamamız aslında 10 yıl öncesine dayanıyor. Orta okul ve lise döneminde başlayan chat maceralarımız ve kurulan arkadaşlıklar, bugün yerini kendi sayfamızı oluşturabildiğimiz, resim ve video ekleyebildiğimiz, çocukluk arkadaşlarımızı arayıp bulabildiğimiz sitelere bıraktı. cember.net de bu şekilde çalışan bir internet sitesi. Fakat diğer sosyal network sitelerinden onu ayıran en büyük özelliği, sadece resim ve videolar yükleyerek arkadaş aradığımız bir site olmanın yanısıra, cv'nizi ekeyerek diğer üyeler sayesinde referanslar edinmeniz. Bu durum ise gerek iş arayanlar için gerekse çalışan arayanlar için bir platform oluşturuyor.

Sitenin kurucusu ve bugünkü başarısının mimarı olan Çağlar Erol, linkedin ve xing gibi sitelerden örnek alarak Türkiye'de kurduğu cember.net'in bugün 280.000 üyesiyle ve dünyadaki öncü e-ticaret şirketlerinden xing'e 4,36 milyon euro bedel karşılığı satılmasıyla yakalanan başarının sırrını ise belki biraz da politik bir cevap ile çalışmak olarak veriyor. Biraz daha zorladığımızda ise Paul Graham'dan How to Start a Startup? kitabını alabiliyoruz ağzından.
Bugün 4 kişinin çalıştığı bir ofisten hizmet veren site, reklamlardan çok para kazanamayacağını düşünmüş olacak, Altın Üyelik sistemi ile bazı ekstra hizmetleri para karşılığında veriyor.
Eğer siz de facebook'taki sayfanıza ilave olarak, cv'nizin de yer aldığı ve iş bulmanızda yardımcı bir platformda yer almak istiyorsanız, durmayın; cember.net'in içine girin!

Sahibinden alıyorsan, düşünmene gerek yok!


2000 yılında bir gece vakti, bir arkadaş toplantısında Taner Aksoy arabasını değiştirmek için incelediği gazete ilanlarında aradığı bilgileri bulabilseydi, belki de bugün ayda 410 milyon sayfa gösterimine ve 5,5 milyondan fazla kullanıcıya sahip olan ve bünyesinde 50 çalışan barındıran, aylık 7000 aramanın gerçekleştiği sahibinden.com'a sahip olamayacaktık.

Site kendisini Türkiye'nin en büyük e-ticaret platformu olarak konumlandırıyor. Bu noktaya gelmeden önce ise başlangıçta sadece 5 kategori ile, gazeteleri arayarak ilanlarını internette yayınamak için izin istemelerinden bu yana, bugün 30 kategori ve 600.000 ilanla dolu. Sahibinden.com'u duyunca ilk akla gelen araç ve emlak ilanları sitenin cirosunun % 70'ini oluşturuyor. Üyeliğin ve ilan vermenin ücretsiz olduğu bu sitenin en büyük gelir kaynağı firmaların açtığı mağazalardan alınan kiralar ve ilanlarının daha ön planda yer almasını isteyen kullanıcılardan alınan ekstra ücretler. Ayrıca site satışlar site üzerinden bireylerden %7, bünyesinde bulundurduğu 2600 mağazadan ise %6 komisyon ücreti alıyor. Kurulduğu zamanlardaki piyasada yer alan alışveriş sitelerine duyulan güven eksikliğini yenmek ve internette kredi kartı ile yapılan alışverişi daha güvenilir hale getirmek için alınan önlemler ile bu sorunlar aşılmış.

Sitenin pazarlama faaliyetlerine bakacak olursak, 2001 yılında başlayan bilboard reklamlarına uzun süre ara verilmiş ve 2007 yılının ortalarında başlatılan tv ve bilboard reklamlarıyla kullanıcıların aklında iz bırakılmıştır. Rakiplerine göre daima ilk olmayı ilke edinen site, megafoto teknolojisiyle o zamanki ilanlardaki en büyük eksiklik olan resimleri ilanlarla birleştirmiştir. İlk olmaları başarılı olmalarının tek nedeni değil, tecrübeli satış ekibi büyük şehirlerdeki oto galerilere ve emlakçılara gidip tanıtım yapıyor ve site ile ilgili geri bildirimler alarak bunları iyileştirme olarak sunuyorlar.

Gittigidiyor.com ile rakip olarak görülen sitenin ise kendilerinde gördüğü en büyük artı, sundukları farklı kategoriler ile müşterileri için daha özel olmaları. Sanırım milyarlarca dolarlık ilan barındıran siteleri bu özelliğin en büyük kanıtı.

24 Mart 2008 Pazartesi

Gittigidiyor.com ; Atamıyorsan, sat!


Serkan Borançılı ve Burak Divanoğlu mimarlık zor zanaat, nasıl kolay para kazanabiliriz, gel şu e-ticaret denizine girelim fikirleriyle 2000 yılında temelleri atılan site, daha sonra bu 2 kafadarın, yanlarına Tolga Kabataş'ı da almalarıyla 2001 yılında hayata geçen bir projesi aslında gittigidiyor.com..Durağan geçen ilk yılların ardından, 2003'ten itibaren kazanılan ivme ile bugün 1,8 milyondan fazla üyesi , günde 530.000 ziyaretçisi olan Türkiye'nin en iddialı e-ticaret platformuna sahip hale gelen sitenin şu an 172 çalışanı var, ve artık televizyona dahi reklam vermekteler.

Tabi kokuyu alan rakipler boş durmaz ve nevaria.com, pazaryeri.com gibi açık arttırma siteleri açılır. Üstüne üstlük, eBay'in pazaryeri.com ile ortaklık söylentileri de çıkınca, gittigidiyor.com'un yöneticileri, gerekli temasları kurarlar ve büyük pazarlıkların ardından 2007 ortasından itibaren, artık sitenin logosunda "bir eBay ortaklığıdır" ibaresini görür olur sitenin ziyaretçileri..

GittiGidiyor.com, Operasyon, IT, Muhasebe/Finans, Pazarlama ve İnsan Kaynakları departmanlarına sahip. Operasyon departmanı altında müşteri hizmetleri, ödemeler-güvenlik ve risk yönetimi birimleri mevcut. Müşteri hizmetleri günde 3000 ile 3500 arası temasa karşılık vermekte, sitedeki alışveriş süreci ise şu şekilde işliyor : Ürün satın alındığında para, havuz hesaba aktarılıp bloke ediliyor. Ürün satıcı tarafından kargolanıyor, alıcı teslim alıp ürüne onay verdikten sonra alıcıya para aktarımı gerçekleştiriliyor.

Başarısının sırrı ile ilgili de ufak bir nasihat Burak Divanoğlu'ndan : " İşlerimize kendimizi adıyoruz, en büyük sırrımız bu.."

yemeksepeti.com varsa, aç kalmazsınız!


3 kafadarın,Nevzat Aydın (Genel Müdür), Melih Ödemiş (Bilgi İşlem Müdürü) ve Cem Nufusi (Satış Müdürü), 2001 yılında Amerika'daki benzer bir siteyi Türkiye'de hayata geçirme fikrinden doğan yemeksepeti.com belki ilk kurulduğunda böylesine bir başarı yakalayacağını ve 2500 restoranlık dev bir ağı insanların sofralarına taşıyacaklarını ummuyorlardı.

B2C iş modeli ile çalışan ve özetle çalışması internet üzerinden siteye kayıtlı restoranlara sipariş verebilmeyi sağlayan bir aracı olarak tanımlayabileceğimiz sitede daha sonraki işlemler sırayla şu şekilde özetlenebilir : Siparişler GPRS, POS veya faks kullanılarak sipariş verilen restorana aktarılıyor.Restoran, servis hizmetini kendi çalışanlarıyla verir. Ödemeler kapıda nakit veya kredi kartıyla yapılır .Yemeksepeti, müşteriden para almaz, restoranlar yemeksepeti'nden gelen müşteriler için belli bir komisyon öderler.

Siteye kayıtlı olan 350.000 kişiden günde 30.000 kişi sipariş veriyor, siteye girenlerin ise

% 41'i sipariş veriyor ki bu rakam gerçekten dudak uçuklatacak cinsten. 56 kişilik bir ekiple çalışan sitenin ofisi Etiler'de. Telefon ile siparşin pabucunu dama atan yemeksepeti.com, müşteri memnuniyetini ve müşterilerinin isteklerini hep ön planda tutarak başarıya ulaşmış ve bugün geldiği yeri hala bu şekilde koruyabilen bir şirket. İngilizce dil seçeneği, 24 saat hizmet, DVD promosyonu, SMS ve Dijitürk üzerinden sipariş verme imkanı sadece müşterilerine kulak veren şirketin getirdiği ek uygulamalar olarak göze çarpıyor.

Ve bu kısım sizin için genç girişimciler : Nevzat Aydın der ki.. Gün bugündür, yaşınız ilerledikçe bu kadar kolay girişimde bulunmaya cesaretiniz olmayabilir!

alisverissaati.com'da alışverişin saati yok!


2002 yılında bir makine mühendisinin Amerika'da gördüğü e-bay fikrini 2003'te Türkiye'ye dönünce hayata geçirmesiyle başlayan alisverissaati.com'u hizmete sokmasiyla basliyor Kudret Çurey'in bu başarı hikayesi.
Sitenini ilk kurulduğu yıllarda günde bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar saat satmasından, bugün günde 300 tane kol saati satmasına kadar geçen süre tahmin edilebileceği gibi oldukça emek isteyen bir süreç olmuş. Müşterilerin güvenlerinin kazanılmasından, sitenin tanıtımının yapılmasına kadar bir çok işin altında, ki özellikle oluşturdukları katalog oldukça ilgi çekici, başarılı bir ekibin imzası var.
Başarının bir diğer anahtarı ise sitenin kurulduğu 2003 yılından beri öncelikli hedefini saat denince akla gelen ilk site olmak olarak koymuş ve stratejilerini de bu doğrultuda belirlemiş olması. Agresif fiyatlar ve ödeme seçenekleri de bu stratejilerden biri olarak göze çarpıyor.
Bunca çabanın ardından, pazarını fiziki olarak da yapılandıran site Casio ile de bir ortaklık kurmuş durumda ve en başta koydukları hedefe emin adımlarla ilerliyorlar.

25 Şubat 2008 Pazartesi

Hamit Kekeç bizlerleydi..


Herkesin imrenerek baktığı, biraz üzerinde düşünsem bende müthiş bir fikir bulup bu fikri hayata geçirip para kazanabilirim diye düşündüğü bir ortamda sözü Embrio.com'un sahibi Hamit Kekeç'e verdiğimizde anladık ki bu iş hiç de dışardan görüldüğü gibi kolay değilmiş.

Bugün e-ticaret konusunda dünyanın önde gelen şirketlerinin tarihine baktığımızda hepsinin ortak özelliği hedef konularında rakiplerine fark yaratmış olmaları ya da bir fikrin ilk uygulayıcısu olmalarıdır. Bugün rakipleri arasında bir numara olarak gösterebileceğiniz bir internet sitesi bile yeni bir girişimcinin sitesinde ilave bir fayda - utility- eklemesiyle bir anda ikinci sıraya gerileyebilir hatta popülerliğini kaybedebilir. Bunun en güzel örneklerinden birini myspace'i bir anda sollayan facebook ile görmedik mi?

E-ticaret konusunda başarılı olan şirketlere baktığımızda bir diğer artı olarak gözümüze ya çok geniş bir kitleyi hedef aldıklarını ya da tek bir odak noktası seçerek o konuda uzmanlaştıklarını görmekteyiz. Yahoo ve e-bay bu konudaki en güzel iki örnek belki de..

E-ticaretteki başarı anahtarlarından bir diğeri ise planlamanın doğru ve realistik bir şekilde yapılması, karşılaşılabilecek zorluklarla mücadele etmek amacıyla önlem planlarının hazır ve risk yönetiminin yapılmış olması gerekmektedir.

E-ticaretin aslında çok emek isteyen bir kavram olduğunu ve altyapısındaki yaratıcılığın ve planlamanın ne kadar önemli olduğunu bizlere anlatan Hamit Kekeç'e teşekkürlerimi sunarım.

17 Şubat 2008 Pazar

IXO - Dünyanın en iddialı vidalama makinesi


Üretildiği 2001 yılından bu yana tüm dünyada 8 milyon adet ile en çok satılan elektrikli el aleti olma başarısını sağlayan IXO ile Bosch, siz amatör kullanıcılara tam istediğiniz gibi bir vidalama aleti sunuyor.

Lityum-Ion pil teknolojisi sayesinde daima kullanım hazır olan IXO ile, şarj kaybı ve hafıza kaybı ( şarj ettiğiniz makineniz 1 yıl sonra dahi aynı dolulukta sizi bekler) yaşamadan vidalam işinizi çok kolay bir şekilde yapabilirsiniz. Ergonomik yapısı kullanım kolaylığı sağlarken, güçlü teknik özellikleri sayesinde yüksek performans IXO' nun size sunduğu yeteneklerinden sadece bir kaçı.

Rakiplerine kıyaslandığında IXO, çok daha güçlü ve Bosch markasını arkasına alarak segmentinde pazar liderliği pozisyonunu piyasaya ilk çıktığından beri koruyor. Teslimat kapsamında şarj cihazı ve 10 adet vidalama ucu bulunan bu güzel cihazı, tüm yapımarketlerde ve Bosch yetkili bayilerinde bulabilirsiniz. Güle güle kullanın!